Futbol neden bu kadar tanınan? Bu sorunun cevabı sanırım lakin kalın kitaplarla verilebilir. Olayın sosyo-ekonomik, ruhsal nedenlerine inebilir uzmanlar. Fakat en temelde herkesin kolay kolay anlayabileceği kolay bir spordur futbol. Hayatın kendisi üzere inişleri çıkışları olan, her vakit doğruları yapanların kazanmadığı, topun kaleciye gelirken bir anda sekebildiği bir oyun.
Bu nedenle dünyanın neresinde olursa olsun futbolseverlerin bulunduğu bir yere girdiğinizde kadrolarının alana çıkması gerektiğini düşündükleri 11’i kağıtlara yazan beşerler görürsünüz.
Kimi emekçidir, kimi akademik mesleği olan bir bilim adamı… İş futbola geldiğinde eğitim farkı, ekonomik durum farkı, toplumsal statü farkı bir yana savrulur. Omuz omuza zıplamaya başlar tribünde beşerler. Tahminen farkında olmadan 1 saat evvel trafikte küfürleştiği adamdır sarıldığı golden sonra. Twitter’da politik bir tartışmanın akabinde blokladığınız kişidir tahminen de birlikte müzik söylediğiniz.
Mantığın sonlarını zorlarsınız taraftarsanız, 5 metre ofsayttan gol attığınızda bunu kabul edebilirsiniz. Dünya çapında bir teknik yöneticiye akıl öğretebilirsiniz. Gol kaçıran futbolcuya, “Ben olsam atardım” deme lüksü vardır taraftarın. Tüm dünya size karşıdır. Bir komployu bozmadan zafer gelmez. Siz, o komployu ortaya çıkarmanın gururunu yaşarsınız.
Futbol bu yüzden sevilir. Kendinizi alandakilerin yerine koyabilirsiniz. Herkesin futbolcu olamama kıssası vardır. Çok yeteneklidir kesinlikle anlatan. Babası okumasını istemiştir. Ya da diz sakatlığı bitirmiştir parlak mesleğini. Ona kafayı takan antrenörler de vardır aslında. Egzersiz yapmayı sevmediğini söyleyen de bulursunuz. Ana fikir daima birebirdir. Yeteneklidir fakat fırsatı kaçırmıştır. Yetenekli olduğu için ve top oynadığı için ahkam kesme hakkı vardır.
Futbol herkesin sporudur. Bu yüzden 0-0 biten bir maçtan bile kıssa çıkarır izleyenler. Bu yüzden en çok parayı futbolcular alır. Futbol kıssaları hiç bitmez.